Cumhuriyet öncesi Ankara anlatımlarında şehir genellikle susuz, ağaçsız ve tozlu bir Anadolu kasabası şeklinde tasvir edilir. Bu tablonun belki de tek istisnası Hatip Çayı’dır. Hatip Çayı’nın etrafının eskiden beri ağaçlık ve yeşil olduğunu biliyoruz. Biraz da bu nedenle Cumhuriyet’le birlikte başlayan değişim sürecinde, Hatip Çayı kenarları adeta Kordon Boyu gibi gezinti alanı haline gelmekte ve bir cazibe merkezine dönüşmekte gecikmedi.
Kısa süre içinde, dere boyunca modern çay bahçeleri ve ince saz heyeti eşliğinde müzik dinlenebilen gazinolar açıldı. Beyaz önlüklü garsonların hizmet ettiği, kadın erkek herkesin son derece şık kıyafetlerle geldiği bu gazinolar, dans pistleri ile yeni bir yaşam şekli oluşturdular. Hatip Çayı bu dönemde Ankara halkının özellikle hafta sonları sosyalleştiği alanların başında geliyordu.
Gazinolarda yer bulamayanlar ise, aslında her bir köşesi doğal bir mesire alanı olan Hatip Çayı kenarına yayıldılar. Zeytinyağlı dolmalar sarıldı, köfteler hazırlandı, erkenden yola çıkılarak ağaçların altında iyi bir yer kapma telaşına girildi. O yıllarda gramofonlar ve 78 devirli taş plaklar yaygın değildi. Pikniğe gramofon getirip müzik dinlemek ise başlı başına bir sosyal statü göstergesiydi.
Ankara kent araştırmacısı Yavuz İşçen yapacağı sunumda Osmanlı Dönemi’nde daha çok ekonomik değeri ile öne çıkan, Cumhuriyet Dönemi’nde ise adeta yepyeni bir kimliğe bürünen Hatip Çayı’nı eski ve yeni görseller eşliğinde anlatacak.
İçinde yaşadığımız Ankara için bir zamanlar çok önemli bir anlam ifade eden ancak bugün üstü kapalı bir şekilde akan Hatip Çayı’nın tarihsel süreç içinde Ankara’nın sosyal yaşamı içinde nasıl yer aldığını dinlemek isteyen tüm üyelerimizi ve dostlarımızı, çocukları ile birlikte 16 Nisan 2019 Salı saat 19.30’da Salon 56’da yapılacak toplantımıza bekliyoruz.
Saygılarımızla,
ODTÜ Mezunları Derneği