Bize düşen direnmek ve dayanışmak dedik. Doğal ürün satış konusunu da bu bağlamda ele aldık. Kendi elleri ile üretenlerden alıp aracısız sevdiklerimize kavuşturmak, üretenleri desteklemek ve onlarla dayanışmak için yola çıktık.
KHK ile öğretmenlikten ihraç edilen Suat Öğretmen tüm zorluklara ve baskılara rağmen yeni bir hayat kurma mücadelesinde. Üretiyor, anlatıyor, saz çalıyor…
Ürettiklerini yani el yapımı sabunlarını ve içeceklerini derneğimizde bulabilirsiniz. Hiç bir katkı kullanılmadan, tamamen doğal ürünler derneğimizde satışa sunuldu.
Aşağıda Suat Öğretmenin derneğimize yolladığı mektup var. Dayanışmanın ve birlikte olmanın güzelliğinin anlatıldığı bir mektup;
Merhaba. Öncelikle duyarlılığınız ve göstermiş olduğunuz dayanışma için teşekkür ederim.07.02.2017 tarihinde 686 no.lu KHK ile haksız hukuksuz ve gerekçesiz olarak 20 yıllık felsefe öğretmenliğinden ihraç edildim. Bu ihraçlardaki temel amaç muhalif kesimin susturulması ve bizim üzerimizden diğer muhalif insanlara korku salınmasıydı. Ki bu anlamda başarılı da oldular.
KHK ‘li olmak ile ilgili yaşadığım süreci anlatmayı çok da etik bulmuyorum. Ülkenin her tarafında yaşanılan acılar, haksızlıklar, mahkûmiyetler ve ölümlerin yanında belki de en azını çekmek bize düştü. Tekirdağ özelinde Eğitim-Sen’li olarak 29 Aralık barış eylemine katıldığımız için 1’i barış akademisyeni 32 kişi ihraç olduk. Maalesef bu zulüm sürecinde kalp kriziyle aramızdan Kazım ÜNLÜ arkadaşımız ayrıldı. Ne olursa olsun barışı ve evrensel tüm insani değerleri savunmak suçsa ben bu suçu işlemeye sürekli devam edeceğim. Marx’ın Kapitalin’ de söylediği son söz geliyor aklıma,” dixi et salvavi animam meam” yani “söyledim ve ruhumu kurtardım…”
1980 darbesiyle büyük yara alan muhalif kesim o zamanlarda bu süreci en ağır şekilde yaşadı sonra geleceğe yönelik yeni bir yaşam biçimini ve modelini maalesef miras bırakamadı. Hala neler yapılabilirin? Sorusunun masalarda tartışıldığı süreci aşamadık.
İşten atılmadan önce de kapitalizmin bize dayattığı tüketim alışkanlıklarından kurtulmak için bir yol ve çözüm arıyorduk. Bu sebeple büyük şehirlerin yaşam biçiminden kurtulup küçük bir yer olan Şarköy’e göçme kararı verdik. Temel amacımız DIY fikrini hayatımıza uygulamaktı. Şarköy’de bu bağlamda kendi peynirimizi, tarhanamızı, salçamızı, şarabımızı, ekmeğimizi vb. üretmeye başladık. Temel amacımızdan biri de küçük bir toprak parçası alıp ekolojik bir barınak yapmaktı. Fakat ihraç süreci bu durumu şimdilik engelledi. Ama üretim yapmamızı engellemedi. Şimdilik ihraç olan birkaç arkadaşımızla hem bir şeyler üretiyoruz hem de dayanışma ruhunu en üst seviyede tutmaya çalışıyoruz. Şunu belirtmem gerekir ki bu süreçte en büyük yoldaşım tabii ki eşim oldu. Kadınların direnci ve üretimi belki de bu gidişatı yıkacak en büyük etken olacaktır.
Neler ürettiğimize gelince; tamamen doğal el yapımı sabunlar ve şarap şu an önceliğimiz. Sabunu ihraç olan Hataylı bir kadın arkadaşımız sayesinde öğrendik. (Sevilay CENGİZ)
Şarap yapımını ise buradaki Bulgar göçmeni şarap uzmanı bir ablamızdan öğrenmeye çalışıyoruz. Sağ olsun bilgisini bizden hiç esirgemedi. Zor, zahmetli ama çok zevkli şarap ve sabun üretmek.
Sabunlar zeytinyağı su tuz ve sabun bazı temel malzemeler olmak üzere defneli, eşek sütlü, katranlı, kükürtlü, tane gül, tane lavanta, tane ısırgan otlu, tane papatyalı, kantaronlu, keçi sütlü, kil, bıttım, sade zeytinyağlı olmak üzere yaklaşık 13 çeşit doğal sabun üretiyoruz.
Şarap ise %85 merlot, %10 gabarnet olmak üzere iki çeşit üzümün karışımıyla tamamen organik olarak ürettik. Hiçbir kimyasal koruyucu ya da tarımsal ilaca maruz kalmamış üzümlerden ürettik şarabı.
Temel amacımız ürettiğimiz ürünleri dostlarımız ve arkadaşlarımızla aracısız buluşturmak. İşte tam da burada ODTÜ Mezunları Derneği bu sürece dâhil oldu ve yardımımıza yetişti. Dileriz bu ağı genişletir ve ülkede rol model olacak adımları üretenlerin, aracısız kar hırsı olmadan ve birkaç tüccarın eline düşmeden herkes için insanca bir üretim ve tüketim modeline dönüşmesini sağlayacak küçük de olsa bir yol çizeriz.
Sevgi ve saygılarımla…
Suat ÖZCAN