Bugün olduğu gibi, toplumu bilimsel çalışmalar ışığında aydınlatma sorumluluğu olan ve bu sorumluluğu her anlamı ile üstlenen üniversiteler ve bileşenleri iktidarın hep hedefinde olmuştur.
Demokrasiyi, emeği, özgürlüğü, bilimi savunan tüm kesimlere şiddetle saldırıldığı 60’lı 70’li yıllarda; topluma karşı sorumluluklarının bilinciyle yaratılmak istenen karanlığa karşı mücadele eden devrimci öğrencilerin kalelerinden biri olan ODTÜ de yoğun bir saldırı altındaydı. Toplumu karanlığa sürükleyen MC hükümeti 13 Şubat 1977’de üniversite yönetimine kendi adamlarını atamıştı. ODTÜ öğrencileri, öğretim üyeleri ve emekçileri hükümet tarafından atanan faşist rektör Hasan Tan’a ve mütevelli heyetine karşı direniş başlatmış, boykot örgütlemiştir.
Ertuğrul, o dönem ÖTK yönetim kurulu üyesidir ve başlatılan boykotta ÖTK sözcülüğü yapmaktadır. Üniversite jandarma ablukası altındadır. Üniversitenin öğrencileri bin bir türlü zorlukla okula girerken; faşist gruplar jandarma koruması altında okula sokulmaktadır. 8 Haziran 1977’de jandarmanın bir grup faşisti okula soktuğu haberinin alınması üzerine ÖTK temsilcileri başta olmak üzere üniversite öğrencileri A1 kapısına gider. Jandarma ile yapılan konuşmalar tartışmaya dönüşür. Ertuğrul, jandarmanın devrimci öğrencilere zorluk çıkarmak için, içerde olan öğrencilerin üstlerini aramak istemesine karşı çıkarak okula yönelir. Bu sırada ateş açılır ve Ertuğrul sırtından vurulur. Yetmez! Kanlar içinde yatan Ertuğrul yattığı yerde süngülenir. Yetmez! Gelen ambulans kapıdan geri gönderilir… Ertuğrul orada katledilir!
Bizler, Ertuğrul’un arkadaşları, yoldaşları, hocaları, kardeşleri… Ertuğrul’un dövüştüğü, uğrunda hayatıyla bedel ödediği o amaca ulaşmak için, Özerk ve Demokratik Üniversite için mücadelemizi sürdürüyoruz.
Tüm ODTÜ Bileşenlerini, Ertuğrul’un katledilişinin 40. yılında yapacağımız anma törenine katılmak üzere 8 Haziran 2017 saat 12.30’da Karakaya Kapısı’nda (A1) katledildiği yere çağırıyoruz.