İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde cuma günü görülmeye başlanan Gezi Davası’nın karar duruşması dün tamamlandı. Mahkeme, 4,5 yıldır tutuklu olan Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası veren mahkeme, tutuklanmalarına karar verdi.
İnsanları iddianame bile olmadan aylarca, yıllarca tutuklu bırakan, cezaevlerinde darbe iddiası ile yargılanan emniyet görevlilerinin topladığı mesnetsiz deliller ve firari bir savcının iddianamesine dayanan bu “yargılama” ile Gezi’nin haklılığı ve masumiyeti cezalandırılmak istendi. Ülke tarihimizin en görkemli, en yaratıcı, en gurur verici halk hareketi olan Gezi Direnişi’nde mücadele eden insanlar, dostlarımız asılsız deliller ve suçlamalarla yargılandıkları dava sonucunda hapis cezasına mahkum edilerek tutuklandı.
Bu kararın hukukla ve adaletle açıklanabilir hiçbir yanı bulunmuyor. Bu kararı kabul etmiyoruz!
Gezi; demokrasi, barış, özgürlük talep eden milyonlardı. Gezi; milyonlarca insanın, demokratik hak ve talepleri için, özgürlük için, insanca bir yaşam için, parklarda, meydanlarda, sokaklarda ortaya koyduğu direnişin adıydı. Bugün okunan karar toplumun adalet ve demokrasi istemine, yaşamdan, doğadan yana olan taleplere karşı müdahaledir. Dün olduğu gibi bugün de Gezi Direnişinin arkasında dimdik duruyoruz.
Gezi’den bize kalan en büyük ders birbirimize sahip çıktığımız kadar güçlü olduğumuzdur.
Gezi, dayanışmadır.
Gezi farklılıklarımızla bir arada yaşayabilmektir.
Gezi, umuttur.
Birbirimize sahip çıkmaya, yaşama dair her şeyi korumaya devam edeceğiz.
Gezi biziz, biz Halkız!
“Her yer Taksim, her yer direniş”
ODTÜ MEZUNLARI KONSEYİ